Sosyal Medya ve Sanatçılar


        Sanatın herhangi bir dalı ile gerçekten uğraşan insanlar, içlerine kapanık olmasalar dahi sanatlarının içine gömülü olarak yaşarlar. Öyle ki zaman içerisinde aynı sanat dalı ile uğraşan insanlar arasında ortak bir dil oluşur ve bu dil çoğu zaman sanat öğrencileri tarafından bile anlaşılamaz. Dolayısıyla sanatçı; kendi dilini anlayan insanlarla iletişimde kalmayı geniş çevrelere açılmaya yeğ tutar. Buda sanatçının gerçek ihtiyacı olan “eserlerini takdir edecek insan kitlesi” ne ulaşmasını engeller.

        Sosyal medya, sanatçıya ürününü zahmetsizce insanlara ulaştırma imkanı sağlamaktadır. Beğenilen bir videonun sosyal medyadaki paylaşım hızı tahmin edilemeyecek kadar yüksektir ve geri bildirimler anlık olarak bu ivmeye yön verirler. İzleyenler iletinin altına yazdıkları yorumlarla, eseri inceleyecek olan diğer insanları olumlu yada olumsuz yönde etkilerler. Kısacası, bir sanat eserinin yayılmasını sağlayan geleneksel etkiler; kulaktan kulağa haber vermek, tavsiye etmek, beğenmek ve bunu belirtmek, kötülemek, alay ederek yayılmasına sebep olmak, sosyal medyada bir arada bulunmaktadır.

        Sosyal medya mecralarındaki anlık iletilerin çokluğu, paylaşımda bulunanların kaynak göstermemeleri yada kimi zaman yanlış kaynak göstermeleri, niteliklerine dikkat edilmeden sanat değeri bulunmayan içerikler paylaşılması beraberinde bilgi kirliliği kavramını doğurmuştur. Bu büyük tehlikenin sanatçılar için tek iyi tarafı, gerçek eserlerin niteliksizler arasındayken daha iyi ışıldıyor olmasıdır. Öyle ki iyi reklam kötü ürünü daha çabuk batıracak, çirkinlikler arasında güzel olan daha net seçilebilecektir.



        Günümüzde sanat yolu ile para kazanmak, eskiye oranla daha zorlu bir hal almıştır. Teknolojinin içine entegre olamayan sanatçı, ürettiği eserden para kazanmayı beklememelidir. Dolayısıyla tüm sanatçılar sosyal medyayı doğru ve etkin kullanmayı öğrenmek ve benimsemek zorundadırlar. Bugünlerde binlerce lira harcanarak hazırlanmış bir albüm hiç bir varlık gösteremeyerek çöpe gidebilmekte ama yatağında otururken gitar çalıp söyleyen kızın bedavaya hazırladığı videosu gündeme oturup büyük bir etki yaratabilmektedir.
Sosyal medya, sanatçılar arasından kendi yıldızlarını yaratmaktadır kısacası. Bunun en önemli sebeplerinden biri tüm sanatçılara fırsat eşitliği sunuyor olmasıdır. Facebook, Twitter, Youtube ve diğerleri tamamen ücretsiz ve herkese açıktır. Çok kalabalık bir ana caddede ücretsiz dükkan açmak gibidir sosyal medya, önemli olan onu nasıl kullanacağınız…

Sanatçıları sosyal medyadan uzak tutan en önemli etkenlerden biri ise “eserlerim çalınırsa” kaygısıdır. Haklılık payı çok yüksek olmakla birlikte bunun günümüzün en büyük sorunlarından biri olduğunu da kabul etmek gerekir. Evet eğer bir sanat eserini sosyal medyada paylaşırsanız çalınabilir ve maalesef ki telif haklarını etkin olarak koruyan kanunlara henüz sahip değiliz. Ama şunuda unutmamalıyız ki, eserinizden nemalanacak insanlar kadar ilham ve öğreti alacak insanlarda aynı mecrada hazır ve nazır sizi beklemekteler. Dolayısıyla asıl sorumluluk ilham verici içeriği hazırlamakla mükellef eser sahibi sanatçıdadır bana göre.  Eserinizi sosyal mecrada çalan hırsızla karşılaşmanızın, evinize girilerek çalınması durumuyla karşılaşmanızdan etik ve ihtimal olarak hiçbir farkı yoktur. Nasıl ki önlem olarak kapınızı kilitliyorsanız, sosyal mecralarda da kopyalanmaması gereken eser paylaşmayanız, içeriklerinizi buna göre hazırlayınız ve sizden ilham bekleyen nesli lütfen aç ve susuz bırakmayınız. Çünkü olmadığınız mecrada kalitesizliği ve cehaleti eleştiremez, kötünün iyi adledilmesine engel olamazsınız…
NOT : 09/12/2012 tarihinde http://www.sosyalmedyahaber.com/sosyal-medya-ve-sanatcilar yayınlanan yazım...

1 yorum: