Doktorun Markası: ADI

Çocukluğumuz boyunca hepimiz, büyüyünce ne olacaksın sorusuna, bildiğimizden değil de öğrenilmiş özenme ile "doktor olacağım" dedik.

Çoğumuz doktor olamadık ve hatta büyüdükçe bunu hayal bile etmedik ama doktorluğun ulaşılmaz büyüklüğü bilinçaltımızda gelişmeye devam etti.

Hep özendik,
Hep saygı duyduk.
Hastalandığımız zaman bizi iyileştirici güçleri olduğuna adımız kadar eminiz...

O yüzden bizi tetkik cihazları, mri lar, röntgenler, ilaçlar, ameliyatlar değil sadece doktorlar iyileştiriyor. Sözlerine inanıyor, sonuna kadar güveniyoruz.

Hele ki bizimle ilgilenen ve tıp alanında olduğu kadar doktor-hasta iletişiminde de başarılı bir doktorla tanıştığımızda, sadık hasta, bir çeşit hayran kitlesi oluyoruz.

Bir kaç yıl kendisini aramasak da, nükseden hastalığımızda, hangi hastane diye değil "benim doktorum nerede" diye düşünüyor, internette doktorumuzun adını arıyoruz.

Artık herkes, doktorunun adına bir web sitesi olduğundan emin.

Markalaşma süreci detaylı ve uzun soluklu bir yolculuktur. Bu yolculukta profesyonel destek almak, planlı ve istikrarlı hareket etmek, başarıya ulaşmak için zorunluluktur. Hastane isimlerinin markalaşması, kurum içinde ve/veya dışında çalışan, profesyoneller sayesinde olmaktadır.

Oysa ki hastalar, "hastane" markasından önce, "doktorunun" adını kendine marka olarak kabul etmiş durumdadır.

Zaten dikkat ederseniz, hastalar, hastaneden bahsederken benim hastanem demezler ama sevdikleri doktor için doktorum diye bahsederler.

Sırf bu fark bile doktor adının, hastane adına göre ne kadar kolay markalaşacağının göstergesidir.

Adınız, siz doktorların markasıdır. Markanıza, firmalar kadar sahip çıkmalısınız.

Adınıza ait domainlerinizi mutlaka alın.

Sosyal medya uzmanlarından destek alın, internette hakkınızda hak etmediğiniz şekilde bahisler açılmış olabilir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder